|
AKSU NERESİDİR - TARİHİ ve ÖZELLİKLERİ AKSU VADİSİ NERESİDİR? Aksu
Vadisi, bölge olarak Doğu Karadeniz’de yer
almaktadır. İdari olarak,
Erzurum’un kuzey ilçelerinden İspir’e bağlıdır. İklim olarak, Doğu Anadolu karasal
iklimi ile Doğu Karadeniz iklimi
arasında bir geçiş bölgesinde
bulunmaktadır. Erzurum İline VADİNİN ÖZELLİKLERİ Aksu Vadisi,
çayın Çoruh Nehri’ne ulaştığı noktadan itibaren çay yatağının etrafında sağlı sollu kurulmuş olan ve Aksu Köyü’ne bağlı
18 mahalleyi ve yan vadilerde yer alan; Yedigöl, Çatakkaya ve Yıldıztepe adlı
üç ayrı köyü bünyesinde barındırmaktadır. Yani Aksu Vadisi yaklaşık 35 km
uzunluğunda olup 4 köyden müteşekkildir. Vadi mansaptan itibaren, rakımla ilgili iklim şartlarına bağlı olarak 10. km.sine kadar bağlık-bahçelik ve ormanlık alanlardan oluşmaktadır. 10.
km. ile 15.
km.leri arası orman ve çeşitli
ağaçlık alanlardan oluşmaktadır. 15.
km.den sonraki yüksek kesimler ise tarla, çayır ve
otlaklardan oluşmaktadır. Aksu Vadisi’nin memba tarafında yer alan yüksek kesimlerinde
kurulu bulunan mahallelerde oturanların hemen hemen tümünün vadinin mansaptan
itibaren ilk 10. km.sini
oluşturan bağ ve bahçelik kısımlarında
arazileri ve evleri bulunmaktadır. Vadi
her ne kadar Karadeniz ikliminden etkilenmekte ise yine de suları yazın 10
derecenin altında bulunmaz. Dolayısıyla Doğu Anadolu’nun diğer yererlinde olduğu gibi alabalık yetiştiriciliğinin başarıya ulaşabilmesinde en önemli
iki faktör su varlığı ve iklimdir. Suları
bol ve temiz olmalı, iklimi yaz aylarında fazla sıcak, kış aylarında fazla soğuk olmamalıdır. Her
iki yönden de İspir ilçesi ve Aksu
Vadisi Türkiye’nin hatta dünyanın şanslı lokallerindendir. IUCN (Uluslar arası Doğayı Koruma Birliği)'nin koruma altına alınan
nesli tükenmekte olan su samurları Aksu Çayı’nda yaşamaktadır. Yine aynı kurum; yörede yaşayan Çengel boynuzlu dağ keçisi ve dağ keçisini de nesli tehlikede
olan hayvanlar kategorisinde değerlendirmiştir. Ayrıca
Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından,
içerisinde çengel
boynuzlu dağ keçisi ve yaban
keçisi de bulunan ve koruma alanı ilan edilen alan, vadinin de içinde
bulunduğu Kaçkar Dağları ve eteklerini kapsamaktadır.
Yine dünyaca ünlü kara
benekli vaşak nesli tükenmekte olan hayvan türlerindendir. Koruma
altına alındığı bilinen bu tür
bölgemizde yaşamaktadır ancak yetkili
kurumlarca araştırılarak kayıt altına
alınmamıştır.(2007 yılında Cevizli mahallesinde
bir vaşak bilinmeyen bir araç tarafından
ezilerek öldürülmüştür.)
Bunların
yanı sıra vadi; doğa turizmi, kış sporları, su turizmi gibi birçok aktiviteye uygun
durumdadır. Aynı zamanda sebze, meyve ve bahçe ziraatı bakımından organik
tarıma hazır vaziyettedir. Netice olarak bölge, Türkiye’nin el değmemiş bakir
topraklarından bir parça olup, korunduğu takdirde ülkemize ve bütün insanlığa alternatifi olmayan faydalar sağlayacak bir potansiyele sahiptir. Çevre Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Aksu Vadisi'ni "Yaban Hayatı Geliştirme Sahası" ilan etmiştir. AKSU VADİSİ'NDE; su samurları, çengel boynuzlu
dağ keçisi, dağ keçisi ve kara benekli vaşak gibi
korunması gereken hayvanlar yaşamaktadır. ZİRAİ FAALİYET Yüksek
rakımda bulunan mahallelerde genelde otlak hayvanlarının kışın yiyecek ihtiyaçlarını temin için sulanabilir otlak ve
çayırların yanı sıra sebze ve diğer tarla bitkileri
(Fasulye, mısır, bakla, patates vb.) yetiştirilmektedir. Ayrıca
arpa, yulaf ve buğday ziraatı
yapılmaktadır. Meyve olarak, tamamen tabii olarak organik dağ elması, yaban kirazı, yaban armudu, salur gibi meyveler
yetişmektedir, yetiştirilmektedir. Orta
kesimlerde yer alan, vadinin 15. ve 20. km.leri arasındaki merada yetişen sahipsiz fındık, ceviz, alıç, kuşburnu ve ıhlamur ağaçlarından da vadide
oturanlar ile dışarıdan farklı
amaçlarla vadiye gelenler istifade etmektedir. Vadide
bulunan her mahallede arıcılık faaliyetleri sürdürülmektedir. Bol miktarda bal
üretilmekte ve köyde sürekli yaşayan ailelerin
önemli bir bölümünün geçim kaynağını oluşturmaktadır. Petek sayısı takriben 900 - 1000
civarındadır. Dolayısıyla yıllık bal üretimi ortalama 20 ton civarındadır. Vadinin
Çoruh Nehri’nden itibaren 10.
km.sine kadar olan daha düşük
rakımlı bölümünde tamamen bağ-bahçe tarımı
yapılmaktadır. Bu zirai faaliyetler, hayvancılıkla birlikte çiftçi ailelerinin
geçim kaynağını oluşturmaktadır. Aksu
Vadisi’nin Aksu Yankol HES Proje sahasında olan bölümünün tamamında bağ-bahçe tarımı yapılmaktadır. Aksu Köyünü oluşturan 18 mahallenin 13’ü sürekli bu sahada ikâmet
etmektedir. Bahçecilik olarak geleneksel dut yetiştiriciliğinin yanında, yetiştirilen ceviz ve üzüm
gibi meyvelerin kurutulmuş mamul maddelerinden
azami derecede faydalanılmaktadır. Dutun yaş meyve olarak
tüketiminin dışında, duttan; kavut,
pekmez, pestil ve küme gibi gıdalar hazırlanarak mevsiminin dışında da dut ürünlerinden faydalanılmaktadır. Ayrıca dut
ve cevizden yapılan yöreye has “gobdun, kaysefe, pelüze” gibi tatlı ve sıcak
yiyeceklerin yanı sıra dut, “hoşaf, komposto ve
çerez” olarak ta tüketilmektedir. Bahçe
ürünleri olarak kayısı, erik, elma, kiraz, armut, şeftali, vişne, üzüm, ayva, muşmula, kuşburnu vb. meyveler
yetiştirilmektedir. Yetiştirilen bu meyveler tamamen
organik özellikte olup her hangi bir teşvikle bu üretimin miktarı kat kat arttırılabilir. Tarla
ziraatı olarak geleneksel ürün mısır iken, ülke genelinde tanınan ve yöre ürünü
olarak isim yapan “İspir
Fasulyesi”
mısırın yerini almış
durumdadır. Tarlaların hemen
hemen % 90’lık bölümünde fasulye yetiştirilmektedir. Bunun
yanı sıra halkın kışlık ve yazlık
ihtiyacı olan patates, soğan, domates, kabak, kestane, salatalık,
patlıcan, biber, lahana gibi çeşitli
ürünler de yetiştirilmektedir.
Ayrıca sebze bahçelerinde ve meyve ağaçlarından oluşan
bahçelerde meyve dönemi gelinceye kadar arpa, yulaf ve korunga gibi tahıl
ürünleri ve yem bitkileri yetiştirilmektedir. Mahallelerde iki adet alabalık üretim ve yetiştirme çiftliği mevcuttur. Yine bu mahallelerde
iki adet su değirmeni
bulunmakta iken, yol çalışmaları
sırasında hasar görerek atıl kalmışlardır. Vadinin
“Yedigöl HES” Projesi alanında bulunan mansaptan itibaren 10. ve 15. km.leri arasında kalan
bölümünün bir kısmında bahçe tarımı yapılmakta olup, bölge yoğun olarak makilik ve ormanlık alanlardan oluşmaktadır. Bu kısım yerleşimlerden
uzak, yerleşimler arasında ve
tenha olduğundan yaban hayatı yoğunluğu fazladır. Ayrıca bu
bölüm mahallelerde bulunan büyükbaş hayvanların kışlık yiyeceklerinin temin edildiği alanlar olup, ilkbahar yaz ve sonbaharda hayvan otlağı olarak kullanılmaktadır. SUDAN FAYDALANAN ÇİFTÇİ AİLESİ SAYISI (Kaç
hane su kullanmaktadır.) Aksu Yankol Hes ve Yedigöl Hes Projesi
kapsamında Yedigöl Hes yatağında az miktarda
bulunan ekili dikili alanlar vardır. Bölgede daha ziyade yoğun ormanlık ve otlaklıklar hâkimdir. İkinci ünite olan Aksu Yankol Hes sahası ise tamamen yerleşim birimlerinden oluşmaktadır. Bu bölgede
yerleşik yani hali hazırda Aksu ya bağlı 10 mahallede, Yedigöl Köyüne bağlı 3 mahalle olmak üzere toplam 13 mahallede 253 hane
halkı ikamet ettiğinden çaydan içme,
sulama, temizlik dahil ziraat (bağ-bahçe, çayır, otlak
sulama)ev hayvanlarını kullanımı dahil direk faydalanmaktadır. Ayrıca Aksu HES
sahası dışında kalan Aksu Köyüne bağlı 4 mahallede (165 hane) ,Çatakkkaya (70 hane ) ve
Yedigöl Köyü (85 hane) ‘nde oturan Aksu HES’in sahasında kalan mahalleler ile
birlikte toplam 573 hane Aksu HES’in kurulacağı
alanda bulunan ekili-dikili arazilerini sulamakta Aksu Çayı’ndan
faydalanmaktadır. SULANAN ARAZİ MİKTARI ve KANAL (ark) SAYISI Aksu
Yankol ve Yedigöl Hes Projesinin birinci ünitesini oluşturan Yedigöl Hes sahasında hesaplanmamış özellikle bahçe tarımı yapılan az miktarda bağ evi ve arazi olup genellikle orman ve otlak alanlardan
müteşekkildir. Projenin ikinci ünitesi olan Aksu
Yankol Hes sahasında ise kayda alınmış 950000 metre kare
ekili ve dikili alanlar mevcuttur. Ayrıca bu arazinin hemen hemen tamamına
yakını ekili ve dikili alanlar olup toplam hesaplanabilen Aksu Çayı yatağından 26 adet ark ve kapalı boru sistemiyle alınan su ile
sulanmaktadır. Bunun dışında ormana ve meraya
ait milyarlarca ağaç çaydan doğal olarak faydalanmaktadır. Ayrıca kayda alınmamış yüzlerce dönüm arazi, mera veya hazine ya da orman
statüsünde görünmekte ancak istenildiğinde ekili ve
dikilebilir duruma getirilip kullanılabilir. Yine mera ve orman ait kısa boylu
bitki topluluklarıyla kaplı birçok alan kanal ve pompaj gibi basit usullerle
gerek bağ-bahçe gerekse organik meyve ve tarım
gibi kullanım alanları kolaylıkla oluşturulabilir. Bu iş için devlet yatırımı gereksinimi olamadan köy halkı kendi
imkânları ile yapabilir. BİTKİ ÖRTÜSÜ Vadinin
Çoruh Havzasından itibaren ilk 15. km’si hemen hemen tamamına yakını orman ve
maki tipi bitki örtüsü ile kaplıdır. Özellikle vadinin kuzeye bakan tarafı
vadinin çay yatağından başlayarak aşağı kısımları karaağaç, meşe, çırtı, mısındoğru, bıdğı, ardıç ve benzeri ağaç türleri yoğun bir şekilde bulunmakta olup
yukarıya kısımlardaki alanlarda
bitki örtüsünün tamamı sarıçam ve köknar ağaçlarından oluşmaktadır. Bölgenin
güneye bakan kesimi ise daha az yoğunlukta makilik alan,
üst kesimler ve sırtlara yakın yerlerde ardıç ve sarıçam bulunmaktadır. Ağaçlık alanların tamamı kısa ve orta boylu bitki
türlerinden oluşmaktadır. Ormanların
asıl ağaç türü sarıçam olmakla birlikte
köknar, meşe, karaağaç,
yaban kavağı, ardıç gibi orman ağaçları da mevcuttur. Bitki
türleri ise sayılamayacak kadar olmakla birlikte beş bin civarında olduğu bilinmektedir. Başlıcaları; çayır otları, kuzukulağı,
menekşe, gelincik, yüksük otu, sütlük otu, papatya,
deve dikeni, atkuyruğu, ateş dikeni, böğürtlen, ahududu,
fındık, geven, titrek kavak, söğüt, huş, dokuz donlu, dokuz gen, koyungözü ve dağ lalesidir. YABAN HAYATI Aksu
Vadisinde; Çengel
boynuzlu dağ keçisi,
dağ keçisi,
(bu iki tür de T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından nesli tükenen hayvanlar sınıfında değerlendirilerek koruma
altına alınmıştır.) ayı
( nesli tükenmekte olan boz ayı), kurt, tilki, yaban horozu, ur kekliği, kınalı keklik, saksağan,
karakarga, sığırcık, doğan, şahin, sincap, atmaca,
baykuş, puhu, çulluk, yaban ördeği, çakal, domuz, akbaba, (sakallı akbaba, kızıl akbaba) sansar,
porsuk, kirpi, yılan ve yılan türleri, kertenkele türleri, vaşak (nesli tükenmektedir), su samuru (IUCN -Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan bir tür olarak değerlendirilmiştir), tavşan, kaya güvercini, gökçe güvercin, karakarga, karınca türleri, ağaçkakan, karakuş, kartal, yaban kedisi, her türlü böcek türleri, kelebek
türleri (yapılan bilimsel çalışmalarda 138 çeşit kelebek türüne rastlanmıştır.), kafkas arısı, sinek türleri, dağ faresi, su kuşu, arı kuşu, yaban ördeği, ayrıca göçmen kuşların geçiş yolu üzerinde olduğu için göç zamanı leylek, kırlangıç gibi göçmen kuşlar yaşamaktadır. (Aksu Vadisi'nde ve Yedigöller'de her yıl kuşların göçü izlenmekte, kuş gözlemciliği yapılmaktadır.
Erzurum İli İspir İlçesi’nin Önemli Turist Çeken
Aksu Vadisinin Özellikleri ile Ülke ve Yöre Kalkınmasında Öne Çıkan Potansiyelini
bilim adamları nasıl değerlendiriyor? Prof.
Dr. Ramazan ÇAKMAKÇI (Atatürk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi) İspir ilçesinin kuzey doğusunda
bulunan Aksu vadisi ismini Aksu çayından almaktadır. Aksu deresi, Kaçkar dağlarının Karadeniz bakarında Bulunan ve Hemşin yöresini kapsayan Kaçkar Dağları Milli Parkının Çoruh bakarından akmaktadır. Aksu
deresi Bölgenin önemli bir turizm alanı durumunda bulunan Yedigöller, Cimile
sınır Çiftegöller, Verçenik tepesinin İspir tarafında
bulunan Malgölü ve Hemşin Gölleri, Çatakkaya
Devamında bulunan Göller başta olmak üzere 38 doğal buzul gölünden kaynağını
almakta, 2000 - 3711 m
Kaçkar silsilesinden kaynaklanan sular toplanarak vadinin aşağı kısmında 850 m rakımda Çoruh nehrine
karışmaktadır. Vadinin orta kısmında özellikle
kuzey yamaçlarda %80-90 rakımda ladin ve
köknar ormanlarına hayat vermektedir. Vadinin aşağı kısmında arazinin dik ve kayalık olması nedeniyle şiddetli erozyon hüküm sürmektedir. Bu nedenle vadinin
güney yamaçlarında toprak kalmamıştır ve kayalık sarp
yamaçlarda yer yer bazı ağaç türleri
tutunmaktadır. Ancak kuzey yamaçlar dik olmasına karşın aksu çayının yazın sıcak aylarda oluşturduğu nem sayesinde
ormanlık olarak kalmıştır. Kaçkarın
zirvelerinin aksine vadinin aşağı kısımlarında sıcaklık artmakta ve vadi tabanında ve
yamaçlardaki yeşil doğal örttü sadece aksu deresinin oluşturduğu nem sayesinde
ayakta kalmaktadır. Gerek göller ve
gerekse tüm Aksu deresi kırmızı benekli alabalık bakımından zengindir ve bölgede sportif
amaçlı olta balıkçılığı için essiz bir
kaynak durumundadır. İspir ve özellikle
Aksu deresi için alternatif bir tarımsal faaliyet alanı olarak kültür alabalık
üretiminin, bölge için önemli bir potansiyel oluşturduğu bilimsel veriler ışığında değerlendirilmiştir. Suları temiz ve içme kalitesindedir. Aksu vadisi,
Yusufeli ilçe merkezinde Çoruh’a karışan ve önemli bir
turizm alanı durumunda bulunan Barhal deresine paralel akan bölgenin ikinci
vadi temiz su ve turizm potansiyeline sahip bir kanyon durumundadır. Kaçkar
göllerinin büyük çoğunluğu bu vadide bulunmaktadır. Vadi ve devamı doğal, estetik, biyolojik, jeolojik, yüksek endemik bitki
potansiyeli ve zengin biyolojik çeşitlilik bulundurma ve
ender bulunma gibi bazı özellik ve güzellikleri nedeniyle bazı alanların koruma
altına alınması gerekmektedir. Aksu
vadisinde bulunan Yedigöl köyü Dikenli yaylası-Adalar hattı; Yedigöller,
Çiftegöller, Malgölü, Deligöl ve Verçenik etekleri; Çatakkaya köyü
devamında bulunan yayla ve göller ekoturizm bakımından önemli alanlardır. Kaçkarların Aksu vadisinde bulunan bu
alanlarda Kaçkar Dağları Milli Parkının Çoruh bakarı olarak milli parklar,
tabiat parkları, tabiatı koruma alanları, yaban hayatı koruma alanları, yaban
hayatı üretme istasyonları (özellikle dağ keçisi yetiştirilip doğaya salma vb), gen
koruma ormanları veya alanları olarak ele alınması gerekmektedir. Aksu vadisi
koruma altına alınmalı ve botanik Turizmi’ne uygun hale getirilmelidir. Vadide Aksu, Yedigöl
ve Çatakkaya muhtarlıklarına bağlı irili ufaklı 18
mahalle bulunmakta ve bu mahallelerde 1000 civarında hane olmasına karşılık göç nedeniyle hanelerin çoğu boşalmış durumdadır. Ancak gurbete gidip iş kuran Aksu köyü sakinlerinin bazıları yaz aylarında
tatil ve dinlenme amacıyla köylerine dönmektedir. Köydeki en önemli canlılık,
Aksulular, İspirin diğer köylerinden yazın yöreyi ziyaret edenler, Aksu-Yedigöl
ve Verçenik güzergâhından Hemşin yöresine geçen
turistler ve özellikle bitki inceleme için yöreye gelen yabancı bilim adamları
ve köyde her şeye rağmen yaşamayı sürdüren cefakâr
insanlardan oluşmaktadır. Aksu vadisinin ekonomisinin
hayvancılık, meyve ve sebzecilik ve dağ turizmine dayalı ve
genel olarak kapalı ekonomik yapının hâkim olduğu
ve ticaretin esasını bölgede gerçekleştirilen tarım ve
hayvan ürünleri, son zamanlarda az da olsa önem verilen besicilik, alabalık yetiştiriciliği, arıcılık ve ispir
balı, dut pekmezi oluşturmaktadır. Vadinin
ekonomisi aşağı kısımlarında bulunan mahallelerde (vadi suyun Çoruh
nehrine karıştığı yerden kaynağa kadar 40 km civarındadır) meyve ve
sebze ağırlıklı bitkisel üretime, dağ köylerinde ise peynir ve tereyağının üretildiği aile hayvancılığına dayandığı ve bazı yerel
ürünler ortaya çıkmaktadır. Örneğin, civil peynir,
kurun peyniri, kahvaltılık tereyağı ve bal
hayvancılıktan elde edilen yerel ürünler iken, kuru fasulye, dut kurusu, dut
pekmezi, dut pestili, elma, kayısı kurusu, reyhan ve kızılcık bitkisel yerel
ürünler olarak öne çıkmaktadır. Aksu
vadisinde ismi İspir ile özdeşleştirilen kuru
fasulyenin yanında dut ve dut mamülleri (pestil, kuru dut, pekmez, köme
vs.) elma, armut, dut ve ceviz gibi
meyveler ve çeşitli kış sebzeleri yetiştirilmektedir. Aksu vadisinde arazi
“taşınmaz” bir mal değil adeta “taşınır mal”
durumundadır. Burada insanlar vadi kenarlarındaki yamaçlara yüzyıllardır 2-15 m yüksekliğinde taştan duvarlar örmüş ve örmekte olup bu duvarların oluşturduğu ortalama 2-6 m genişlikteki alanlara toprak taşımış ve tarlalarını oluşturmuşlardır. Bölgede arazilerin çoğunluğu insanların toprak
taşıyarak oluşturduğu bu sekilere çoğunluğu yerel çeşitler olan armut,
ayva, kırmızı ve beyaz dut, elma, erik, vişne, kiraz, kayısı,
zerdali, şeftali, nar, ceviz, kızılcık ve üzüm
gibi kültürü yapılan meyveler dikmiş ve tamamını kendi
oluşturduğu toprak arklarla
Aksu deresinden sulamaktadır. Halkın oluşturduğu bu sekilerin hemen üst kısımlarında ise tamamı doğal olarak yetişen ve ülkemiz için
önemli bir gen kaynağı durumunda bulunan doğal florada yaygın olan Berberis (kadın tuzluğu),
Prunus (çakal eriği), Cotoneaster (tavşan elması), Crataegus (alıç), Sorbus (eğvit), Rubus (ahududu ve
böğürtlen) ve Mespilus (muşmula) türleri, elma, kiraz, nar, fındık ve sayısız
tıbbi ve aromatik bitkisi tamamen doğal olarak yetişmektedir. Aksu vadinsin meyve yetiştiriciliği ve özellikle yabani
meyveler bakımından Erzurum ilinde önemli bir potansiyele sahip olduğu, bölgede başta kızılcık, erik,
kiraz, alıç, badem olmak üzere yaklaşık 20 yabani meyve
türünün yetiştiği, bu türlerin özellikle Agro-turizm çalışmalarında ilçe ekonomisine büyük katkı sağladığı ve sağlayabileceği ortaya konulmuştur. Kültürü yapılan meyvelerin çoğunluğu ve yabani türlerin
tamamı yazın sıcak aylarda tamamen aksu çayının oluşturduğu nen sayesinde varlığını ancak sürdürebilmektedir. Vadide suyun kısılması
durumunda önemli bir kısmı kayalık ve kumsal alanlarda yetişen ve yetiştirilen bu
meyvelikler yok olacaktır. Bu ağaç topluluklarının
kurumasıyla birlikte belli bölgelere az oranda kalmış bulunan topraklar ilkbaharda sel sularıyla taşınarak vadiyi dolduracak ve bölge tamamen terk
edilecektir. Bu durum özellikle Aksu çayının Çoruh nehrine karıştığı noktan itibaren ilk
17-18 km
lik aşağı kısımlarını yaşanmaz hale getirecektir. Bölge halkı tamamen başka yere taşınmadığı sürece Aksu vadisinin Çoruh’a yakın olan ilk 0-18
km’lik bölümünde suyun vadiden azaltılması yoluna gidilmemeli ve vadideki
ekosistem bozulmamalıdır. Vadinin yukarı kısımlarında (vadinin 1800-3000 m rakımlı
bölgelerinde) Kaya Dolgu şeklinde baraj yapılabilir belki ama aşağı kısımlarda suların
tünel veya borulara alınması tüm bölgeyi etkileyecek ve esasen fakir olan yöre
insanını daha da fakirleştirecektir. Aksu deresinin sahip olduğu coğrafi yapı ve doğal kaynaklarının, ekoturizm, yayla turizmi, kuş gözleme, akarsu sporları, çiftlik turizmi, botanik turizmi (bitki inceleme),
kültürel turizm, bisiklet turları, atlı doğa yürüyüşü, kamp-karavan turizmi, dağ turizmi ve doğa yürüyüşü, sportif olta
balıkçılığı, trekking, yamaç
paraşütü gibi kırsal
turizm faaliyetlerine uygun olduğu tespit edilmiştir. Vadinin, dağ, orman, yayla,
mezra, göl ve akarsu gibi doğal varlıkları; flora, fauna ve kanyonları bakımından
önemli bir zenginliğe sahip olduğu ve bu zenginliğin eko turizm için
oldukça ilgi çekici olduğu vurgulanmıştır. Ancak bölgede,
kırsal turizm için konaklama ve ulaşım gibi teknik altyapı yetersizliğinin yanı sıra
rehberlik, danışmanlık ve tanıtım hizmetlerinde
de ciddi sorunlar bulunmaktadır. Eko
turizm genelde ‘Korunan Alanlarda gelişme gösterdiğinden, bölgenin doğal, estetik,
biyolojik, jeolojik, yüksek endemik ve biyolojik çeşitlilik gibi özellik
ve güzellikleri bulunan alanları koruma altına alınması ve botanik turizmine
uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de HES kurulacak en son yer belki
de Aksu vadisidir. Ekolojik turizm
kapsamında organik ürün üretimi, yerel gıdalar ve görsel güzelliklerin öne
çıkarılması gerektiği, endemik türlerin
yoğun olduğu Aksu mikro klima
alanında ekosistem bozulmamalıdır.
Kaçkarların geçit bölgelerinden başlayarak, yayla, göl ve mezraların yaygın olduğu, yaz aylarında vadi
tabanına kıyasla oldukça serin olan Aksu yaylaları, bitki örtüsü, yaban hayatı, göl, şelale, kanyon gibi doğal çekiciliklerle üstün peyzaj özelliklerine sahip, geleneksel yaşam ortamıyla, kamp şeklinde konaklamaya ve eko turizme uygun özellikler göstermektedir. Vadinin her iki
yakasında Kaçkar zirvelerine kadar, güney-kuzey doğrultusunda uzanan dağlar üzerindeki yüksek
düzlükler, yaylalar ve zirve arasındaki buzul gölleri, göl çevresindeki düzlükler ve gerisindeki orman dokusu, doğal güzellikleri, kırsal yaşam, tırmanış ve alpin flora sahası ve büyük yatırımlar
gerektirmeyen akarsu turizmine uygun Aksu çayı eko turizm için bulunmaz bir
kaynaktır. Çoruh nehrinin akarsu turizmi potansiyelinin, Kaçkarlardan gelen
Aksu Deresiyle birlikte incelenmesi, diğer turizm çeşitleriyle bir bütün halinde değerlendirilmesi
gereklidir. Çoruh Havzasının ve özellikle Aksu vadisinin
tıbbi ve aromatik bitkiler bakımından oldukça zengin adeta açık bir gen kaynağı durumunda olduğu bilinmektedir.
Bölgede tıp, ecza, kimya, kozmetik, içki, çay, gıda, baharat, boya, bitki
koruma, işlenmiş gıdaların raf ömrünü
uzatma, süs bitkisi ve gıda sanayinde yağları antioksidan ve antimikrobiyal olarak
kullanılabilecek ve uluslararası ticareti olan birçok bitki türün bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Thymol ve
karvakrol bakımından zengin “kekik” olarak adlandırılan Thymus Origanum ve Satureja
türleri, çay olarak kullanılan Nepeta; aromatik Ziziphora; yaprakları
baharat ve çay olarak, uçucu yağı ise gıda sanayi, parfümeri, kozmetik ve eczacılıkta
kullanılan Melissa (oğulotu); ilaç,
gıda, ciklet, diş macunu ve kozmetikte kullanılan mentolün doğal kaynağı Menta (nane ve yarpuz); yörede birçok türü bulunan Salvia
(adaçayı); bölgede kültürü yapılan yegane baharat bitkisi Ocimum basilicum (reyhan); uçucu yağı antioksidant, ve
antimikrobiyal özelliklere sahip Hyssopus officinalis (Çördük otu); meyve suyu, yoğurt, reçel, şurup, likör ve
dondurulmuş meyve olarak geniş bir tüketim ve
ekonomik öneme sahip, antioksidanca
zengin Rubus türleri (böğürtlen ve ahududu); erozyonu önleme, insan beslenmesi ve tıbbi açıdan önemli
bir kaynak durumunda olan Capparis (kapari);
meyveleri marmelat, reçel, meyve suyu ve bitkisel çay üretiminde ve meyve ve
sebze sularının vitamince zenginleştirilmesinde kullanılan Rosa (kuşburnu) ve özellikle
yaygın ticareti olan Hypericum (kantaron)
cinslerine ait türler Aksu vadisinde yaygındır ve ekonomik olarak önem taşımaktadır.
Alıç, Allium, anason, anduz,
ardıç, aslanpençesi, Asperula, astragan,
beşparmak
otu, boyacı katırtırnağı, Calamintha, çakşır, civanperçemi, çakal eriği, çemen,
çiğdem, çivit otu, Colchicum, Crocus, çörtük, çörekotu, çuhaçiçeği, Dactylorhiza, dağ çayı, dağ muşmulası, datura, doğu havacivaotu, doğu muhabbetçiçeği,
doğu ölmez çiçeği, dulavratotu,
ebegümeci, Filipendula, frenk
maydanozu, Fritillaria, Gentiana,
güzelavratotu, hatmi, hezaren, ısırgan, ızgın, İris, kadıntuzluğu, kızılcık,
melekotu, menekşe, nergis, kişniş, koyun otu, koyun
pıtrağı, kök boya, krizantem,
kurtayağı, kurtboğan, kuşkonmaz, mürver, Orchis, orman çileği, öksürükotu,
Papaver, papatya, pireotu, Polygala, Primula, Prunus, Rumex, Rubus, sabunotu, sedef çiçeği, süsen, Scutellaria, sığır kuyruğu, Sorbus, su rezenesi, sütleğen, Stachys, şahtere, şakayık, şerbetçiotu, tere, tıbbi çuhaçiçeği, tıbbi hodan, tıbbi karakafes otu, tıbbi mine, tıbbi
miskotu, tıbbi nergis, yoğurtotu,
yüksük otu gibi önemli cins ve türler bölgede yaygın
olarak yetişmektedir. Bölgenin zengin florası içinde özellikle
yabancıların ilgisini çekecek bol miktarda bitki çeşidi bulunduğu,
bu
bitkilerin başında soğanlı, yumrulu, rizomlu
bitkiler, tıbbi ve aromatik bitkiler
ve gül türlerinin geldiği ve bu bitkilerin
yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması, korunması,
tanıtımı ve bunlarla ilgili kurulabilecek derneklerin meraklı turistleri ve araştırmacıları bölgeye
çekebileceği gözlenmiştir.. Bu Tıbbi bitki
ve baharat bitkisi yetiştiriciliği ve biyolojik çeşitliliğin bölgenin turizm
faaliyetleri arasına alınmasının, yörenin tanıtımı, kalkınması, turizm
sezonunun yaygınlaştırılması, biyolojik
çeşitliliğin korunması ve doğa rehberliği gibi yeni bir iş alanının açılmasına
da katkısının olacağı söylenebilir. Aksu
vadisinin yükselti ve iklimsel yapısındaki çeşitliliğine ilave olarak, coğrafi geçiş bölgesinde yer
alması; bölgenin doğal kaynaklarının ve
biyolojik çeşitliliğinin çok yüksek olmasını
beraberinde getirmiştir. Bilimsel toplantılarda
Akademisyenler tarafından yörede son günlerde gündeme gelen yan derelerdeki HES
çalışmalarının durdurulması gerektiği aksi durumda birçok bitki türünün insanlar gibi
bölgeyi terk edeceği ve yan dereleri erozyona açık hale getireceği vurgulanmıştır.
Bu uygulama bölge ile birlikte insanlığın geleceği olan sayısız bitki
ve hayvan türünü yok edecektir. Ovit Dağı Geçidi–Rize Sahil Bölümü şeklinde incelenen
Erzurum–Rize karayolu koridorunun doğal bitki örtüsü çeşitliliğine 93 familyaya ait
823 tür, 198 alttür ve 62 varyete olduğu; doğal bitki örtüsü çeşitliliğini 66 familyaya ait
759 tür, 177 alt tür ve 60 varyete ile otsu türler ve 27 familyaya ait 64 tür,
19 alttür ve 2 varyete ile de odunsu türler oluşturduğu vurgulanmıştır. Bu koridordan
çok daha zengin bitki örtüsü ve doğal kaynak barındıran ve özellikle Ladin
ormanlarının bulunduğu birçok ekosistemin
kesişim alanında bulunan
Aksu vadisindeki HES uygulamalarıyla ortaya çıkacak değişikliğin daha fazla oranda
bitki türünün zarar görebileceğine işaret edilmiştir. İçerisinde İspirin de yer aldığı Çoruh vadisi,
ülkemizin kirlenmemiş ve doğal yapısı bozulmamış nadir bölgelerinin
başında yer almaktadır.
Vadinin yükselti ve iklimsel yapısındaki çeşitliliğine ilave olarak, coğrafi geçiş bölgesinde yer
alması; bölgenin doğal kaynaklarının ve
biyolojik çeşitliliğinin çok yüksek
olmasını beraberinde getirmiştir. Yörenin, jeolojik
yapısı, iklim özellikleri ile binlerce bitki ve hayvan türleri, endemik ve
orman altı bitkisi yönünden zengin olduğu, 600-3900 m'ler arasındaki ekstrem yükseklik
farklılıkları, derin vadi sistemleri, kayalık yamaçları, yatay ve dikey
olarak değişen vejetasyon
yapısından dolayı bir çok farklı tür doğal olarak yetişebildiğine işaret edilmiştir. Yedigöller, Verçenik eteğinde bulunan Mal
gölü, Demir dağı
ve Cimil'in Aksu-Yedigöl tarafında bulunan Çiftegöller ve Aksu deresinin sağ kolunda
Çatakkaya devamında bulunan göllerle birlikte Aksu deresi ve vadisinin 850-3711
m rakımları kapsadığı
bir çok farklı ekosistemi ve zengin tıbbi ve aromatik bitkiyi barındırdığı ve yörenin
botanik turizmine en uygun alanı olduğu vurgulanmıştır. Aksu deresi ve kanyonu gibi doğal güzelliği bulunan, suları dünya standartlarının üstünde temiz
içme kalitesinde olan, birçok endemik türün bulunduğu önemli turist çeken dereler üzerinde elektrik üretme
gibi bölgeyi yaşanmaz kılacak
uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. İnsanların hiç olmazsa
yazın köylerine gelme hayalleri ellerinden alınmamalıdır. Kaçkarlardan çıkan ve
Güneye doğru akan dereler, kaynaktan uzaklaştıkça artan sıcaklık ve kuraklık nedeniyle vadilerin tek
can kaynağı durumuna gelmektedir. Çünkü
vadilerin aşağı Çoruh’a yakın kısımları kurak ve şiddetli erozyon alanıdır. Suların kaynaklandığı 2000-3800 m rakımlı Kaçkar Dağları ile 850-2000 m rakımlı ve yaklaşık olarak 18-25’lik mesafe olan vadinin aşağı kısımları
birbirinden tamamen farklıdır. Bu kısımlarda suların vadiden kesilmesi bölgeyi
tamamen kurutacaktır. Burada yağış Kaçkar’ın zirvesi ve Rize’ye bakan kısmına kıyaslandığında yok denecek kadar azdır. Vadiye belli oranda su
bırakılsa bile bu su yaz aylarında kayalık olan dere tabanında kaybolacak, çoğu yerde halkın kendi imkânları ile kayaları yararak
götürmüş olduğu
ark girişleri vadi tabanından yukarıda kalacağı için bu ilkel arklara su bile girmeyecektir. Vadi
kenarlarındaki yerel halkın oluşturduğu kaya duvarlar üzerindeki sekilerde büyük bir kısmı
sulanmadan Çayın oluşturduğu mevcut nemden yararlanarak ayakta kalan yerel çeşitlerden oluşan meyve ağaçları tamamen kuruyacak ve sonuçta telafisi imkânsız
sosyal ve ekonomik kayıplar ortaya çıkacaktır. Arazileri kuruyan veya
arazilerine su çıkaramayan bu insanların uğrayacağı zararın nasıl ve kim tarafından karşılanacağı bilinmeden, bu vadide
suyun kısıtlanması gelecekte İspir mahkemelerinin
en önemli dava konuları haline gelebilecektir. Vadinin kuruması durumunda aşağı kısımlardaki küçük
kaynak suları (gözeler) tamamen kuruyacak ve ilk 0-15 km.lik bölümde bulunan en
az 7 mahallenin içme suyu 3 mahallenin (bunlar arazilerini tamamen dere ile
ilgisi olmayan kaynak suları ile sulayan vadi tabanından yüksekteki
mahallelerdir) ise sulama suyu bulma problemi ortaya çıkabilecektir. Buradaki
arazi miktarının bu alanın haritadaki izdüşümünün asgari 5-6
katı olduğu unutulmamalıdır. Bu bölgenin harita alanı ile gerçek alanı çok
farklıdır. İnsanlığın içmeye su bulamadığı, birçok nehrin tamamen bulanık ve kirli aktığı, Çoruh nehri üzerindeki barajların hızlandırılmasının
daha doğru bir yaklaşım olduğu bir ortamda içme
kalitesinde bulunan bu temiz suların, bu temiz kaynakların HES amacıyla
vadilerden çekilmesi bölgedeki zengin ekosistemlerin çökmesine neden olacak ve
canlı türleri yok olacaktır. Gelecek kuşaklara bu katliamın
ve bu temiz suların vadilerden çekilmesinin hesabını ve vebalini kim
üstlenecektir? Özellikle kırmızı alabalık türü başta
olmak üzere birçok canlı türü tamamen yok olacaktır. Canlı türlerinin kitle
halinde yok olması, yeryüzünün biyolojik tarihinde çok görülmüştür. Yeryüzündeki canlı türleri sayısındaki azalmanın yol
açabileceği tehlikelere karşı dünyayı uyaran bilim adamlarına göre, çağdaş insanın sebep olduğu tür katliamı, yakın jeolojik devirlerde gözlenen tür
kayıplarından 400 kat daha hızlıdır ve belki de Aksu vadi ve kanyonunda ortaya
çıkacak tür çeşitliliği kaybı görülmemiş bir boyutta
olacaktır. Çünkü aşağı kısımlarda yüksek derecede erozyon alanı olan
yamaçlarda tutunabilen ağaçlar derelerdeki
suların sayesinde ayakta kalmaktadır. Çoğunluğu kayalık ve kumsal alanlarda tutunabilen ağaç ve çalı türleri hızla kuruyacak ve yöre tamamen
erozyona açık hale gelecektir. Bölgedeki tür çeşitliliğinde bu ölçüde ve bu kadar çabuk bir azalmanın bölgenin
geleceğini de olumsuz yönde etkilemesi
beklenir. Doğadaki tür toplulukları gelişigüzel
bir araya gelmiş türlerden meydana
gelmemektedir. Her topluluk içindeki türler milyonlarca yıllık bir süre içinde
birlikte evrimleşerek karmaşık bir ilişkiler ağı ortaya koymuşlardır. Bu sebeple,
varlığından dahi haberdar olunmayan ve önemsiz
görünen bazı türlerin bu ilişkiler ağından birer birer çekilmeleri bir ekosistemi birdenbire
çökme noktasına getirebilir. Kaçkarların kuzeye bakan (Karadeniz'e bakan) Kaçkar
Milli Parkı bölgesinin aksine, Çoruh Vadisi'ne bakan yamaçları daha kurak
ve fazla meyillidir. Ayrıca Çoruh Vadisi çok aşırı
erozyon alanıdır. Özellikle Aksu Vadisi'nin Çoruh’tan kaynağa doğru ilk 17-18 km.lik bölümünde vadiden
suların çekilmesi, bölgedeki kuraklığı tetikleyecek ve çay
kenarında yan derelerin sadece kuzey yamaçlarında kalmış bulunan yeşillikler tamamen yok
olacaktır. Bölgedeki ekosistemin çökmesine ve biyolojik çeşitliliğin yok olmasına neden
olabilecek faaliyetlerle ilgili uyarılar dikkate alınmalıdır. Bu konuda “Türkiye’nin Biyolojik
Zenginlikleri” adlı kitabın bundan önceki baskılarında da yer alan ve Prof. Dr.
Aykut Kence’nin işaret etmiş bulunduğu: “Türkiye’de bundan sonra gerçekleştirilecek büyük endüstri tesisleri ile baraj, demir ve
karayolları, büyük köprüler gibi tabiat parçaları üzerinde değişikliklere sebep
olabilecek yapıların kurulacakları yerlerde veya etki edecekleri alanların
belirlenmesinde, ilgili diğer meslek mensupları
yanında tabiat bilimcilerinin de görüşleri alınmalıdır. Bu
tip tesisler yapılmadan evvel gerçekleştirilmesi gereken ÇED
çalışmaları ciddî olarak yapılmalıdır. Bu olay
sonucu bölgede meydana gelecek değişiklikleri belirlemede önemli bir kaynak olacak ve bu
olaylardan etkilenecek özellikle dar yayılışlı, nâdir endemik
bitkilerin de kurtarılmasını sağlayacak bir çalışmanın gerçekleştirilmesi için,
üniversiteler başta olmak üzere,
ilgili bütün devlet kuruluşları ortak bir işbirliği içine girmelidir.” şeklindeki uyarının dikkate alınması önem taşımaktadır. Ayrıca FAO, 1983 Yılı’ndaki bir kararıyla,
bitki gen kaynaklarını insanlığın ortak mirası
olarak kabul etmiştir. Dolayısıyla bölgedeki doğal kaynaklar asla yok edilmemelidir. Biyolojik
zenginlikleri önemsememek ve kısa vâdeli bazı yararlar için yok olmalarına göz
yummak, gelecek kuşaklara
miras olarak bırakabileceğimiz büyük
bir ekonomik potansiyeli tahrip etmekle aynı anlama gelir. 25-29
HAZİRAN
2008 TARİHLERİ ARASINDA 300 CİVARINDA KATILIMCI VE 158 BİLİM ADAMININ KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN TÜBİTAK DESTEKLİ “İSPİR VE PAZARYOLU TARİH, KÜLTÜR, ÇEVRE VE EKONOMİ SEMPOZYUMU” SONUÇ BİLDİRGESİNDEN AKSU VADİSİ İLE İLGİLİ BÖLÜMLER ALINMIŞTIR. “İnsanların insanca yaşam koşullarına erişim olanaklarının artması, gelir dağılımının iyileşmesi, gelir düzeyinin yükselmesi,
sosyal ve kültürel alanlarda yerele uygun gelişmelerin sağlanması,
doğal
kaynakların korunarak kullanılması ve zenginliklerin bireyin hayatına yansıma
süreci”
olarak ifade edilebilmiştir. Sempozyumda İspir’in ekonomik kalkınma süreci ele alınmış ve potansiyel yatırım alanlarına dikkat çekilmiştir. Bölgede çok yoğun göç olduğu, bu göçü önlemek için, mevcut ve alternatif tarımsal
faaliyetlerin iyileştirilerek
arttırılması ile ilgili tedbirlerin alınması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bölgenin kalkınması
için, arazi potansiyelinin az fakat doğal ve tarihi
güzelliklerin olduğu yerlerde turizm
gibi katma değeri yüksek yerel
ürünler ve emek yoğun üretim
faaliyetlerinin İspir ve Pazaryolu’nun
coğrafya şartlarına uygun
ekonomik aktiviteler olarak ortaya çıktığı önemle vurgulanmıştır. İspir ilçesinin ekonomisinin
hayvancılık, meyve ve sebzecilik, halıcılık ve dağ turizmine dayalı ve genel olarak kapalı ekonomik yapının hâkim
olduğu ve
ticaretin esasını bölgede gerçekleştirilen tarım ve hayvan ürünleri, son zamanlarda önem verilen
seracılık, besicilik, alabalık yetiştiriciliği,
arıcılık ve ispir balı, dut pekmezi ve kuşburnu marmelatları ticari ürünlerinin çoğunluğunu oluşturduğu vurgulanmıştır. İsmi İspir ile özdeşleştirilen kuru fasulyenin yanında dut ve dut mamülleri
(pestil, kuru dut, pekmez, köme vs.)
elma, armut, dut ve ceviz gibi meyveler ve çeşitli kış sebzeleri yetiştirildiği dikkate sunulmuştur. Mikroklima alanı
özelliğinde olan İspir ve Pazaryolu ekonomisinin önemli ölçüde tarıma
dayalı olduğu, tarımın ise, Çoruh
vadisi etrafındaki vadi köylerinde meyve ve sebze ağırlıklı bitkisel üretime, dağ köylerinde ise peynir ve tereyağının üretildiği aile hayvancılığına dayandığı ve bazı yerel
ürünlerin öne çıktığı ortaya konulmuştur. Örneğin, civil peynir,
kurun peyniri, kahvaltılık tereyağı ve bal
hayvancılıktan elde edilen yerel ürünler iken, kuru fasulye, dut kurusu, dut
pekmezi, dut pestili, elma, kayısı kurusu, reyhan ve kızılcık bitkisel yerel
ürünler olarak öne çıkmaktadır. Bu anlamda
İspir ve
Pazaryolu’nun ekonomik kalkınma açısından üç önemli potansiyeli olduğu ifade edilmiştir. Birincisi, çabuk pişmesi, lezzetli olması, piştiğinde kabuk vermemesi gibi özelliklere sahip kuru fasulye,
sorunsuz olarak ve üç ay sürekli üretimi yapılan taze dut ve duttan üretilen
pekmez ve pestil, Çoruh vadisinde doğal olarak yetişen badem, zengin florada üretimi yapılan çiçek balı, yine
sorunsuz üretimi yapılan kızılcık, civil peynir ve kerti kurun peyniri ve
baharat bitkisi olarak reyhanın yörede öne çıkan ürünler olduğuna işaret edilmiştir. İspir’in ikinci potansiyeli ise Çoruh, Çoruh’a akan
çaylar, özellikle Aksu deresi, Kaçkarlar ve bu dağların
zirvelerinde bulunan 50’den fazla irili ufaklı doğa
harikası göller gibi kaynakları ve güzellikleri nedeniyle doğal balıkçılık ve turizmdir. Bu kaynaklar ve güzellikler,
yabancı rafting turizmini, yaz aylarında yerel turizmi, doğal balıkçılığı, tarımsal sulamayı,
yerel turistlerin Çoruh’ta yüzme imkanlarını sunduğu; bu imkanlardan daha iyi yararlanmak için İspir’i Rize’ye ve Erzurum’a bağlayan yolun iyileştirilmesi ve İspir’i Tortum’a ve Artvin’e bağlayan yolların asfalt yapılması ve Çoruh nehrinin kirli
atıklardan temizlenmesi gerektiği ifade edilmiştir. DOĞAL BİTKİ ÖRTÜSÜ İçerisinde İspir'in ve Aksu Vadisi'nin de yer
aldığı Çoruh
vadisi, ülkemizin kirlenmemiş ve doğal yapısı bozulmamış nadir bölgelerinin başında yer almaktadır. Vadinin
yükselti ve iklimsel yapısındaki çeşitliliğine ilave
olarak, coğrafi geçiş bölgesinde yer alması; bölgenin
doğal
kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğinin çok yüksek olmasını
beraberinde getirmiştir. İspir ilçesinin meyve yetiştiriciliği ve yabani meyveler bakımından
Erzurum ilinde önemli bir potansiyele sahip olduğu, bölgede başta
kızılcık, erik, kiraz, alıç, badem olmak üzere yaklaşık 20 yabani meyve türünün yetiştiği, bu türlerin özellikle Agro-turizm çalışmalarında ilçe ekonomisine büyük
katkı sağlayabileceği ortaya konulmuştur. Çoruh Havzasının tıbbi ve aromatik bitkiler bakımından oldukça zengin
adeta açık bir gen kaynağı durumunda olduğu; ancak bu bitkilerin değerlendirilemediği
vurgulanmıştır.
Bölgede tıp, ecza, kimya, kozmetik, içki, çay, gıda, baharat, boya, bitki
koruma, işlenmiş gıdaların raf ömrünü uzatma, süs
bitkisi ve gıda sanayinde yağları
antioksidan ve antimikrobiyal olarak kullanılabilecek ve uluslararası ticareti
olan birçok bitki türün bulunduğuna dikkat
çekilmiştir. Kekik
olarak adlandırılan Thymus Origanum
ve Satureja türleri başta olmak üzere Nepeta; Ziziphora; Melissa (oğulotu); Menta (nane ve yarpuz); Salvia
(adaçayı); Hyssopus (Çördük otu);
Rubus türleri (böğürtlen
ve ahududu); Capparis (kapari); Rosa (kuşburnu) ve Hypericum
(kantaron) cinslerine ait türler Çoruh havzasında yaygın ve ekonomik
olarak önem taşıdığı ortaya konulmuştur. Bölgede
çok farklı lokasyon ve mikroklima alanlarında bulunan yüksek biyolojik çeşitliliğin tamamen korunmasız olduğu gibi,
erozyon, yeni baraj yapımı ve bitki örtü değişimleri ile de yok olmakta olduğu; alternatif
ürün olarak tıbbi ve aromatik bitkisi yetiştiriciliğinin
yaygınlaşmasının
yöre insanının gelirini artırabileceği ve özellikle tıbbi ve görsel
öneme sahip bitkiler doğa turizminde de önemli olduğu ifade edilmiştir. Yörede son günlerde gündeme gelen yan
derelerdeki HES çalışmalarının durdurulması gerektiği aksi durumda bir çok bitki türünün insanlar gibi bölgeyi terk edeceği ve yan dereleri erozyona açık hale getireceği vurgulanmıştır. Ovit Dağı Geçidi–Rize Sahil Bölümü şeklinde incelenen Erzurum–Rize
karayolu koridorunun doğal bitki
örtüsü çeşitliliğine 93 familyaya ait 823 tür, 198
alttür ve 62 varyete olduğu; doğal bitki örtüsü çeşitliliğini 66 familyaya ait 759 tür, 177
alt tür ve 60 varyete ile otsu türler ve 27 familyaya ait 64 tür, 19 alttür ve
2 varyete ile de odunsu türler oluşturduğu
vurgulanmıştır. Bu
koridordan çok daha zengin bitki örtüsü ve doğal kaynak barındıran ve özellikle Ladin ormanlarının bulunduğu birçok ekosistemin kesişim alanında bulunan Aksu
vadisindeki HES uygulamalarıyla ortaya çıkacak değişikliğin daha fazla oranda bitki türünün
zarar görebileceğine işaret edilmiştir. İçerisinde İspirin de yer aldığı Çoruh vadisi, ülkemizin
kirlenmemiş ve doğal yapısı bozulmamış nadir bölgelerinin başında yer almaktadır. Vadinin
yükselti ve iklimsel yapısındaki çeşitliliğine ilave
olarak, coğrafi geçiş bölgesinde yer alması; bölgenin
doğal
kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğinin çok yüksek olmasını
beraberinde getirmiştir.
HAYVANCILIK - SU ÜRÜNLERİ İspir ve Pazaryolu
ilçeleri için alternatif bir tarımsal faaliyet alanı olarak kültür alabalık
üretiminin, bölge için önemli bir potansiyel oluşturduğu bilimsel veriler ışığında değerlendirilmiştir. Yöresel sportif balıkçılık açısından önemli bir yere
sahip olan Çoruh Nehrinin, son yıllarda turizm ve enerji üretimi gibi
faaliyetlerle de ön plana çıktığı, yukarı Çoruh
Havzasının balık türü bakımından oldukça zengin bir yapıya sahip olduğu, tespit edilen türlerin tamamına yakını ekonomik değere sahip olduğu ortaya konulmuştur. Özellikle Aksu deresinin ve kaynağında bulunan göllerin kırmızı benekli alabalıkça zengin bir kaynak
olarak değerlendirilmesi
gerektiği
vurgulanmıştır. Mevcut türlerin
yetiştiricilik imkânlarının araştırılması, gerek yöre balıkçılığı gerekse ülkemizin su ürünleri yetiştiriciliği adına atılacak
büyük bir adım olacağı vurgulanmıştır. ARICILIK İspir
ve Pazaryolu bölgesinin coğrafi yapısı,
zengin bitki örtüsü ve farklı ekolojik özelliklere sahip olmasından dolayı
arıcılık yapmaya oldukça elverişli olduğu; yörenin bal üretimine ilave olarak
propolis kaynaklarını içermesi nedeniyle propolis üretimi bakımından değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Çoruh havzasının ballı bitkiler bakımından oldukça
zengin oluğu
yürütülen araştırmalar
ışığında oraya konulmuştur. Arıcılık
bakımından floranın tam değerlendirilemediği, bölgenin özellikle kışlatma bakımından uygun olduğu, ancak en önemli sorunun koloni başına verim düşüklüğü olduğuna
işaret edilmiştir. TURİZM Kuzeydoğu Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinin kesiştiği alanda bulunan İspir, Uzundere, Narman, Olur, Tortum ve Yusufeli’yi
kapsayan Çoruh
vadisinin doğal yapısı itibariyle
turizm açısından güçlü bir potansiyel olduğu ortaya konulmuştur. Çoruh
Vadisinin, çok derin ve sarp yapısı ile gözlemcilerine eşsiz manzaralar sunduğu, insan faaliyeti çok yoğun olmadığı için doğal zenginliklerini büyük ölçüde
korunduğu, Karadeniz,
Akdeniz ve İç ve Doğu Anadolu Bölgeleri’ne ait iklim
özellikleri bir arada görülebildiği ifade edilmiştir. Rakımca alçak
kesimlerde yaprak döken ormanlar ve kalıntı maki toplulukları bulunurken,
yamaçlarda dağ bozkırları ve ibreli
ormanlar varlık göstermektedir. Doğu Karadeniz dağ silsilesinin ağaç sınırı üzerindeki kesimlerinde
ise alpin çayırlar ile sarp kayalıklar yer almaktadır. Bölgede farklı
iklimlerin aynı anda egemen olması, burada yasayan bitki ve hayvan türlerinin
çeşitliliğini arttırdığı vurgulanmıştır. Turizmin geliştirilmesi açısından birbirinden
oldukça farklı konuların ele alınmasını gerekli kılan Çoruh Vadisinin,
mevsimsel niteliğine rağmen, yaz turizmi konusundaki
yüksek potansiyeli ile uzun dönemde bölge için yeni bir ekonomik yaşam ve yeni fırsatlar yaratabilecek
konumda olduğuna dikkat
çekilmiştir. Ancak
kamu müdahalesi, turizm alanlarının renovasyonu, ticari kullanıma hazırlanması
ve sürdürülebilirlik ve çevresel boyutlarını da dikkate alarak temel
altyapısının geliştirilmesi
ve uygun bir girişimcilik
ortamının oluşturulması
gerektiği
vurgulanmıştır. Doğal ve tarihi değerleri, sağlık ve spor faaliyetleri açısından turist çekme
potansiyeline sahip bu vadinin canlandırılması ve peyzajı arz yönlü müdahaleyle
desteklenmelidir. Çevresel faktörleri de dikkate alan anlayışla yörenin sürdürülebilir ticari kullanıma hazırlanması
bölgenin turistik cazibesini artırmada önemli bir etkiye sahip olacağı ve desteklenen bölgeye gelen turist sayısındaki artışın bölgedeki iş hacmini ve istihdamı
artırabileceği ifade edilmiştir. Bölgenin zengin florası içinde özellikle yabancıların ilgisini çekecek
bol miktarda bitki çeşidi bulunduğu, bu bitkilerin başında soğanlı,
yumrulu, rizomlu bitkiler, tıbbi ve aromatik bitkiler ve gül türlerinin geldiği ve bu bitkilerin
yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması, korunması, tanıtımı ve bunlarla ilgili
kurulabilecek derneklerin meraklı turistleri ve araştırmacıları bölgeye çekebieceği ifade edilmiştir. Bu Tıbbi bitki ve baharat
bitkisi yetiştiriciliği ve biyolojik çeşitliliğin bölgenin turizm faaliyetleri
arasına alınmasının, yörenin tanıtımı,
kalkınması, turizm sezonunun yaygınlaştırılması,
biyolojik çeşitliliğin korunması
ve doğa rehberliği gibi yeni bir iş alanının açılmasına da katkısının olacağı vurgulanmıştır. Çoruh
Vadisinin ve yakın çevresindeki habitatların, bir kısmı yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi’ne özgü olan
birçok kuş türünü
barındırdğı,
bölgenin kuş türü çeşitliliği açısından son derece özel bir
konumda olduğuna dikkat
çekilmiştir. Kafkas Çıvgını (Phylloscopus
sindiatus), Dağ Horozu (Tetrao
mlokesewiczi) ve Urkeklik (Tetraogallus caspius) önemli kuş türlerindendir. Çoruh Vadisinin kuş göç yolları açısından da büyük önem taşıdığı, bulunduğu bölgenin geneline göre daha düşük bir rakıma sahip olan olduğundan, Kafkasya ile Anadolu arasında süzülerek göç eden
yırtıcı kuşlar ile diğer göçmen kuşlar için bir geçiş koridoru vazifesi görmektedir. Çoruh Vadisi içerisinde
yer alan İspir-Pazaryolu bölgesinin kuşlar açısından taşıdığı önem ve bölgede gözlemlenebilen nadir kus türleri,
birçok kuş gözlemcisi yabancı turisti bölgeye
çekmektedir. İspir-Pazaryolu
bölgesinin kuşlar ve ekoturizm
açısından önemli bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekilmiştir. Kuş gözlemine dayalı bir
ekoturizm modelinin geliştirilmesi, yöre
halkına ek bir gelir kaynağı oluşması için olanak sağlayacağı gibi, alanın doğal yapısının
korunmasına da büyük ölçüde katkı sağlayacağı ifade edilmiştir. ArcGIS 9.1
yazılımı ve uzanımları kullanılarak
yürütülen araştırmalarda
gerekli veri kaynaklarının oluşturularak
ve analizlerin yapıldığı, Havzada
turizm ve rekreasyonel kullanımlar yönünden topoğrafik potansiyele sahip alanların haritalarla ortaya konulduğu, sonuçta Havzada turizm ve
rekreasyonel kullanımlar için topoğrafik potansiyelin çok yüksek olduğunun belirlendiği ifade
edilmiştir. İspir ilçesi ve yakın çevresindeki insan biyoklimatik
konfor şartlarının turizm ve rekreasyon amaçlı
olarak belirlenmesi amacıyla yürütülen araştırmalarda; konforlu
gün sayısı ve çay bahçesi günleri sayısının Erzurum’a göre daha fazla olduğu; sonuç olarak, ilçede biyoklimatik konfor şartlarının Erzurum kent merkezine göre olumlu olmasına rağmen, bu şartların geliştirilmesi için var olan yeşil
alanların korunması ve yenilerinin oluşturulması gerektiği belirtilmiştir. Eski çağlardan beri Hemşin ve İspir diyarları müşterek hareket etme durumunda olduğu, turizm konusunda başarılı olabilmek için Kaçkar dağlarının Çoruh bakarındaki İspir ile aynı dağların Karadeniz bakarındaki Hemşin’in, özellikle yayla turizmi konusunda
yakın işbirliği yapması gerektiği önemle vurgulanmıştır. Kaçkar dağları milli parkının Çoruh
bakarında bulunan Aksu vadisinin turizm bakımından önemi ortaya konulmuştur. Bu bölgenin koruma altına
alınması gerektiğine işaret edilmiştir. Sempozyumda
öncelikle İspir’in
sahip olduğu coğrafi yapı ve doğal kaynaklarının, ekoturizm, yayla turizmi, kuş gözleme, foto safari, akarsu
sporları, çiftlik turizmi, botanik
turizmi (bitki inceleme), kültürel turizm, bisiklet turları, atlı doğa yürüyüşü, kamp-karavan turizmi, mağara turizmi, dağ turizmi ve doğa yürüyüşü, sportif olta balıkçılığı, trekking, yamaç paraşütü gibi kırsal turizm
faaliyetlerine uygun olduğu tespit
edilmiştir. Çoruh
havzasının, dağ, orman,
yayla, mezra, göl ve akarsu gibi doğal varlıkları; flora, fauna ve kanyonları bakımından önemli bir
zenginliğe sahip
olduğu ve bu
zenginliğin eko
turizm için oldukça ilgi çekici olduğu vurgulanmıştır. Ancak
bölgede, kırsal turizm için konaklama ve ulaşım gibi teknik altyapı yetersizliğinin yanı sıra rehberlik, danışmanlık ve tanıtım hizmetlerinde de ciddi sorunların olduğu vurgulanmıştır. Bunun için kırsal turizmle
ilgili projelerinin bölgede yaygınlaştırılması, özel sektörün bölgeye ilgisinin çekilmesi ve bölge
halkı-devlet-özel sektör işbirliği ili bu çalışmaların sürdürülmesi önemi
üzerinde durulmuştur. Eko
turizm genelde ‘Korunan Alanlarda gelişme gösterdiğinden,
bölgenin doğal,
estetik, biyolojik, jeolojik, yüksek endemik ve biyolojik çeşitlilik gibi özellik ve
güzellikleri bulunan alanları koruma altına alınması ve botanik turizmine uygun
hale getirilmesi gerektiği
vurgulanmıştır. Sempozyumda Aksu vadisinde bulunan Yedigöl köyü Dikenli Yaylası-Adalar
hattı, Yedigöller, Çiftegöller, Malgölü, Deligöl, Verçenik etekleri ve Çatakkaya
köyü yayla ve gölleri başta olmak
üzere
Hanzar ve Yıldıztepe bölgesi; Hunut Dağı ve gölleri;
Sırakonaklar; Soğanlı geçidi;
Ahlatlı-Yavuzlar-Geçitağzı hattı, Koçunboğaz-Devedağı hattı ve Büyükdere-Kırklar dağı gibi bölgelerde milli parklar, tabiat parkları, yaban hayatı
koruma alanları, yaban hayatı üretme istasyonları, gen koruma ormanları veya
alanları belirlenmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Aksu, Sırakonaklar ve Büyükdere gibi
doğal güzelliği bulunan, suları dünya
standartlarında içme kalitesinde olan, birçok endemik türün bulunduğu önemli turist çeken dereler
üzerinde elektrik üretme gibi bölgeyi yaşanmaz kılacak uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiği önemle vurgulanmıştır. Bölgenin kalkınması için,
Sırakonaklar, Hunut, Aksu ve Devedağı hattında eko köy ve eko turizm bölgesi oluşturulması, pilot yayla turizmi ve
bazı mezraların restore edilerek turizme kazandırılması gerektiği, bölgede en az beş yaylanın “Turizm Merkezi” ilan
edilmesi, endemik bitki potansiyeli ve biyolojik çeşitliliğin kullanılması amacıyla “Bitki Müzesi”
kurulması, av turizminin geliştirilmesi ve
Elmalı
mağarası turizme açılması önerilmiştir. Ekolojik turizm kapsamında
organik ürün üretimi, yerel gıdalar ve görsel güzelliklerin öne çıkarılması
gerektiği, endemik
türlerin yoğun olduğu mikro klima alanlarında,
Kaçkarların geçit bölgelerinde, yayla, göl ve mezraların yaygın olduğu alanlarda eko turizm yaygınlaştırılabileceği; yaz aylarında vadi tabanına
kıyasla oldukça serin olan Kaçkarlar ve yaylaları, bitki örtüsü, yaban hayatı, göl, şelale,
kanyon gibi doğal çekiciliklerle üstün peyzaj
özelliklerine sahip, geleneksel yaşam
ortamıyla, kamp şeklinde konaklamaya ve eko turizme uygun
özellikler gösterdiği vurgulanmıştır. Vadinin her iki yakasında, doğu-batı doğrultusunda
uzanan sıradağlar
üzerindeki yüksek düzlükler, yaylalar ve zirve arasındaki buzul gölleri, göl çevresindeki düzlükler
ve gerisindeki orman dokusu, doğal güzellikleri, kırsal yaşam,
tırmanış ve alpin flora sahası ve büyük
yatırımlar gerektirmeyen akarsu turizmine uygun akarsular eko turizm için öe
çıkmıştır. Çoruh
nehrinin akarsu turizmi potansiyelinin, Kaçkarlardan gelen yan derelerle
birlikte incelenmeli, diğer turizm
çeşitleriyle
bir bütün halinde değerlendirilmelidir.
Yapısal özellikleri geliştirilebilirse
Kaçkar yaylalarının eko turizm konusunda yerli ve uluslararası turizme hizmet
verebilecek potansiyele sahip olduğuna işaret
edilmiştir.
MEYVE - SEBZE Yukarı Çoruh Vadisinin, Doğu
Anadolu ile Doğu Karadeniz Bölgesi
arasında agroekolojik özellikleri birçok sebze türünün yetiştiriciliği için elverişli olan, mikroklima özelliği
gösterdiği, yörede bir çok sebze türünün yetiştirilebildiği ve örtüaltı tarımının yaygınlaştığı, yörenin İspir fasulyesi gibi
kendine özgü bazı sebze genotiplerinin bulunduğu
vurgulanmıştır. Son yıllarda özellikle dutun
içerdiği zengin besin maddeleri nedeniyle
reçel ve pekmez olarak tüketimi ve buna bağlı olarak dut
meyvesine talebin arttığı, kozmetik, ağaç endüstrisi, ilaç endüstrisi ve gıda endüstrisine kadar
oldukça geniş bir kullanım alanı
olan dutun değerlendirilmesi ile
yöresel zenginliğin artabileceği, yetiştiricilik, hasat, işleme, ambalajlama, muhafaza, değerlendirme, pazarlama ve sosyo-ekonomik problemlerin
çözülmesi ile yöre dutçuluğunda büyük gelişmelerin olabileceğine dikkat çekilmiştir. Özellikle çilek başta olmak üzere
ahududu, böğürtlen ve
frenküzümünün bölgede rahatlıkla yetiştirilebilirliği ve üzümsü meyvelerin son dönemlerde ticari önemi artan
meyve türleri arasında yer aldığına dikkat çekilmiştir. Kısa sürede ekonomik verimliliğe ulaşma, küçük aile işletmelerinde aile işgücünün değerlendirilebilmesi ve pazarda yüksek fiyattan alıcı
bulunabilme ve sağlıklı beslenme
konusunda ortaya çıkan
yeni anlayışların üzümsü
meyvelere olan talebi artırdığı vurgulanmıştır. Önceleri sadece yerel pazarlarda değerlendirilebilen bu meyve türlerinin, dondurularak ve diğer işleme yöntemleriyle işlenerek ihraç edilebilmelerinin mümkün olması nedeniyle
bölge ekonomisine önemli katkı sağlayabileceği vurgulanmıştır.. ÇEVRE Çevre
sorunları noktasında çeşitli
zaaflarımızın oluştuğu, bu konuda önlemlerin alınması,
bilimsel çalışmalar
yapılması ve gerekirse yeni teşkilatlar
kurulması gerektiği, önlem
alınamazsa çevre konusunda telafisi zor felaketlerle karşılaşılabileceği ifade edilmiştir. Yukarı Çoruh Havzası’nda
yapılması planlanan barajların çevresel etki değerlendirmelerinin yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bitkilerin
yeryüzündeki dağılımını ve yayılma
alanını belirleyen en önemli faktörün ekolojik faktörler olduğu, küresel iklim değişikliği ile beraber bahçe
bitkileri açıdan önemli olan ekosistemlerdeki değişim, sulu tarım alanlarında daralma, yetiştirme sistemlerinde değişim, üretim bölgelerine göre ürün deseninde değişim ve üretim
maliyetlerinde artış meydana gelebileceği ve bölgenin bazı bakımlardan avantajlı olabileceği ancak gerekli önlem ve hazırlığın yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Küresel iklim değişikliğinin Kaçkar
dağları ve
özellikle Aksu vadisinde bulunan 40 civarında buzul gölü bölgeleri için yeni
avantajlar getireceğine dikkat
çekilmiştir. Bitkilerde ürünün
nicelik ve nitelik yönünden üstün olmasının arı türlerinin faaliyetine bağlı olduğu, arı türlerinin
kültür ve doğal bitki türlerini de
ziyaret ettiği, bunlarda da tozlaşma ve döllenmeyi gerçekleştirdiği biyolojik çeşitliliğin devamını sağladığı, yetiştiriciye ve yöre
halkına faydalı olduğu vurgulanmıştır. Ancak bu faydalı böcek
türleri giderek azaldığı, hatta
kimi türler yok olmanın eşiğine geldiğ, bunların korunması ve bunlardan
daha fazla yararlanma cihetine gidilmesi için halkımızın çevre ve biyolojik çeşitlilik konularında
bilgilendirilmesi ve alınacak önlemlerin tartışılması gerektiği ifade
edilmiştir. ORMAN
- PEYZAJ Özellikle orman köylerinde çiftçilerin genel
ve teknik eğitim seviyelerinin
iyileştirilmesi, işletme
büyüklüklerinin artırılması ve tarımın ana faaliyet kolları dışında tarımla ilgili diğer ekonomik
aktivitelere yer verilmesi çiftçilerin toplam yıllık gelirlerini artırabileceği, ormanlara bağımlılığı azaltan fakat alternatif kaynaklar sunan projelere yer
verilmesi, sosyal güvenlik sigortasının yaygınlaştırılması
ve tarımsal destekleme politikalarıyla şehre olan göçün
önemli ölçüde azaltılabileceği ve kırsal kalkınma
olanaklarının artırılabileceği vurgulanmıştır. Erzurum–Rize karayolu koridorunun ve Aksu-Yedigöl-Cimil
veya Verçenik etekleri Hemşin güzergâhının
Türkiye için doğal, kültürel, tarihi
ve rekreasyonel özellikleri ile önemli bir manzara yolu potansiyeli taşıdığı belirtilmiştir. Bölgenin doğal güzellik, beşeri sermaye ve kültürel bakımından güçlü olduğu ortaya konulmuştur. İspir ilçe sınırları
içinde doğan ve ilçeyi topraklarını ikiye
bölen Çoruh Nehri ilçenin en önemli
rekreasyonel potansiyelidir. Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri olan
Çoruh Nehri’nde Rafting sporu yapılmaktadır. İlçeyi çevreleyen dağlardan başta Kaçkar Dağları “Dağ Turizmi”,“Yayla Turizmi” ve “Kamp Turizmi”, “Flora Turizmi”, “Tracking” için imkân
tanımaktadır. Kaçkar Dağları’ndaki
Yedi Göller bölge turizmine büyük bir katkı sağlamaktadır.
İspir çevresinde çok sayıda kale, cami, çeşme, mağara, kilise, harabe, mezarlık, tarihi kalıntıları
bulunmaktadır. Çim kayağı için uygun pistler,
balon ve yamaç paraşütçülüğü için gerekli engebeli ve yüksek dağlar ve tepeler yer almaktadır. İspir ilçesinin rekreasyonel potansiyelini araştırmak amacı ile yapılan çalışmalarda İspir İlçesi’nin doğal, kültürel değerleri yönünden çok zengin olduğu, bölge ve ülke turizmine büyük ölçüde katkıda
bulunabilecek potansiyele sahip olduğunun ortaya çıktığı vurgulanmıştır. ORGANİK TARIM Çoruh havzasında endüstri bitkileri
tarımına uygun olmayan küçük parçalı arazilerde birçok meyve ve sebze türün
kimyasal girdi kullanılmadan yetiştirildiği, meyve, sebze, ilaç, baharat, kozmetik, parfüm, gıda ve
meşrubat sanayi ve farklı amaçlı bitki çaylarının
organik olarak üretimi ve pazarlanmasının yöre insanının gelirini artıracağı ve bölgeye önemli bir canlılık geleceği ortaya konulmuştur. Bölgede ekonomik
olabilecek reyhan, kekik, nane, ahududu, çilek, böğürtlen, kantaron,
adaçayı, oğulotu, kapari, kuşburnu ve İspir fasulyesi
benzeri bitkilerin organik olarak yetiştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kimyasal
gübre dahil hiçbir sentetik madde kullanılmaksızın yetiştirilen ve yetiştirilebilecek bu bitkilerin,
topraklara uygunluğu, küçük
arazilerde getirisinin yüksek ve kültürünün biliniyor olması gibi nedenlerle,
bölgenin kalkınmasında temel rol oynayabileceği ileri sürülmüştür.
Yörede yaygın olan nane, kapari, badem ağacı, yerel kuşburnu
popülasyonları, kurulacak organik bitkisel çay, uçucu yağ ve meyve suyu sanayi tesisleri
bölge için önemli kaynaklar olarak öne çıkmıştır. Bölgede çoğunluğu yerel çeşitler olan armut, ayva, kırmızı ve
beyaz dut, elma, erik, vişne, kiraz,
kayısı, zerdali, şeftali,
nar, ceviz, kızılcık ve üzüm gibi kültürü yapılan meyvelere ilave olarak, doğal florada yaygın olan Berberis
(kadın tuzluğu),
Prunus (çakal eriği), Cotoneaster (tavşan elması), Crataegus (alıç), Sorbus (eğvit), Rubus (ahududu ve böğürtlen)
ve Mespilus
(muşmula) türleri,
elma, kiraz, nar, fındık ve sayısız tıbbi ve baharat bitkisinin tamamen doğal olarak yetiştiği ifade edilmiştir.
Öncelikle dut, kızılcık ve erik olmak üzere meyve türlerinin tamamı tarım
kimyasalı kullanılmaksızın yetiştirilmekte
ancak sertifikasyon sistemi olmadığından organik ürün olarak değerlendirilememektedir. Genellikle yerel çeşitlerle meyve yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgede, meyveciliğin içinde bulunduğu dezavantajlı durum, organik yetiştiricilikle önemli bir avantaj
haline dönüştürülebileceği ortaya çıkmıştır. Diğer yörelerden coğrafik olarak izole edilmiş havza organik sebze ve meyvecilik
bakımından şanslı
görülmektedir. Bölgede ekonomik analiz ve Pazar garantisi sonucu bahçe veya köy
seçimi; seçilmiş yerlerde
uygulama, kontrol ve sertifikasyon ve aşamalı olarak tüm köy veya yörede organik meyvecilik yapılması
önerilmiştir.
Kültürü yapılan ve doğal olarak
yetişen
meyvelerden yaş ve
kurutulmuş organik
meyve, meyve suyu ve çiçek çayı üretimi ve pazarlanması yörenin kalkınmasını sağlayabilir. Bölgede Galanthus, Crocus,
Dactylorhiza, Gentiana, Orchis, Primula, hezaren, çuhaçiçeği, kardelen, karçiçeği, lale, terslale, nergis,
sıklamen, salep, süsen, şakayık, göl soğanı ve çiğdem türleri başta olmak üzere uluslararası
ticarette önem taşıyan
türlerin üretimi ve ihraç edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kimyasal kirleticinin
kullanılmadan organik tarım ürünü yetiştirmeye devam eden
köylerin “Ekoköy” olarak belirlenmesi ve Çoruh havzasının ulusal düzeyde
“Organik Ürün Yetiştirme Bölgesi” olarak
ele alınması, halkın eğitilmesi, meraklı ve
ilgili çiftçilerin organik ürün yetiştirme sertifikası
almalarının sağlanması gerektiği ortaya çıkmıştır. DEĞERLENDİRME TOPLANTISI Değerlendirme toplantısında
söz alan konuşmacılar Sempozyumun
yörenin tarih, kültür, turizm ve tarım potansiyelini ortaya koyma bakımından başarılı olduğunu vurgulamışlardır. Sempozyuma sunulan tebliğlerin bilimsel olarak
seviyeli olduğu ifade edilmiştir. Kapsamlı bir değerlendirme yapan değerli fikir adamı gazeteci yazar ve eski parlamenter
Nevzat KOSOĞLU “ Bu güzelliği burada üç gün boyunca yeniden yaşadım. Çevre konusundaki toplantı çok güzeldi, Kitabı mutlaka
bassınlar ancak o resimler mutlaka kitaba girmeli. Bu toplantılarda İspirin doğası yeniden canlandı. Bu
toplantının sonuçları mutlaka belli merkezler tarafından alınmalıdır. Özellikle
mahalli yöneticiler uyarılmalı ve başta Aksu, Sırakonaklar ve Kan dereleri olmak üzere bölgenin temiz
sularını kirletecek ve doğayı tahrip
edecek elektrik üretim santrallerinin durdurulması işleminin bölgenin geleceği açısından önemli olduğu, derelerimizi öldürmememiz
gerektiği ve bu işin takibinin derneğin birinci görevi olduğu, derelerin kesinlikle korunması
ve HES yatırımlarının durdurulması,
özellikle çocukların doğaya
götürülmesi ve doğa
bilincinin yerleştirilmesi
gerektiği” şeklinde duygularını ifade etmiştir. Değerlendirme toplantısında
söz alan Niğde Üniversitesinden
Doç. Dr. Şaban Bayrak “
Çevre ile ilgili bütün önerilere katıldığını, Aksu vadisindeki HES çalışmalarının yöredeki ekosisteme ve güzelliklere zarar vereceğini ve göçü tetikleyeceğini ” ifade etmiştir. DEĞERLENDİRME SONUÇLARI
l Çoruh
havzası, dağ, orman,
yayla, mezra, göl ve akarsu gibi doğal varlıkları; flora, fauna ve kanyonları bakımından önemli bir
zenginliğe sahiptir
ve bu zenginlik eko turizm için oldukça ilgi çekicidir.
l
Aksu, Sırakonaklar ve Büyükdere gibi doğal güzelliği bulunan, suları dünya
standartlarında içme kalitesinde olan, birçok endemik türün bulunduğu önemli turist çeken dereler
üzerinde elektrik üretme gibi bölgeyi yaşanmaz kılacak uygulamalardan vazgeçilmelidir.
l Bölgede en
az beş yayla
“Turizm Merkezi” ilan edilmeli, endemik bitki potansiyeli ve biyolojik çeşitliliğin kullanılması amacıyla “Bitki
Müzesi” kurulmalıdır.
l Av turizmi
geliştirilmeli
ve Elmalı Çam mağarası
turizme açılmalıdır.
l Ispir-Devedağı-Ahlatlı-Yavuzlar hattında
“Bisiklet Tur Güzergahları” oluşturulmalı;
aynı güzergahta ve Aksu, Çamlıkaya ve Sırakonaklar vadilerinde “Atlı-Doğa Yürüyüşü” planlanmalıdır
l Endemik
türlerin yoğun olduğu mikroklima alanlarında,
Kaçkarların geçit bölgelerinde, yayla, göl ve mezraların yaygın olduğu alanlarda eko turizm yaygınlaştırılabilir
l Yaz
aylarında vadi tabanına kıyasla oldukça serin olan Kaçkarlar ve yaylaları, bitki
örtüsü, yaban hayatı, göl, şelale,
kanyon gibi doğal
çekiciliklerle üstün peyzaj özelliklerine sahip, geleneksel yaşam ortamıyla, kamp şeklinde konaklamaya ve eko turizme
uygun özellikler göstermektedir.
l Yöre,
yaylaları, ormanları, suları ve temiz atmosferi ile uygun dinlenme alanları
olarak keşfedilmeyi
beklemektedir
l
Bölgemizde endüstri bitkileri tarımına uygun
olmayan çok küçük parçalı tarım alanlarımızda alternatif ürün olarak tıbbi ve
baharat bitkisi yetiştiriciliği karlı olacaktır
l
Civil peynir, kurun peyniri, kahvaltılık
tereyağı ve bal
hayvancılıktan elde edilen yerel ürünler iken, kuru fasulye, dut kurusu, dut
pekmezi, dut pestili, elma, kayısı kurusu, reyhan ve kızılcık bitkisel yerel
ürünler olarak öne çıkarılmalıdır.
YÜRÜTÜLEBİLECEK PROJELER
l Yöre
genetik kaynaklarının korunması projesi
l Pekmez
benzeri yerel ürünlerin standardizasyonu projesi
l Kapari
geliştirme
yaygınlaştırma ve
erozyon önleme projesi
l Kuşburnu benzeri meyve suyu projesi
l Olgunlaşmamış cevizden salamura reçel geliştirme projesi
l En az üç
bölgede çim ve kar kayağı
yapılabilirliği projesi
l
Sırakonaklar, Hunut, Aksu ve Devedağı ekoköy oluşturma projesi
l Süs
bitkileri geliştirme ve
ıslahı projesi
l Yabani
meyvelerin kullanımı geliştirilmesi
projesi
l Plot yayla
turizm projesi
l Kaçkar dağlarında doğal, estetik, biyolojik, jeolojik,
yüksek endemik bitki potansiyeli ve zengin biyolojik çeşitliliğin tanıtımı, korunması ve
ekoturizm geliştirme
projesi
l Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), Fauna ve Flora Koruma
Derneği
kurulması
l Floranın
zengin olduğu bölgeler
koruma altına alınmalı, bölgeye hitap edebilecek bir “Organik Tarım, Tıbbi ve
Baharat Bitki Ticaret ve Pazarlama” birimi oluşturulmalıdır.
l Çoruh
havzası ulusal düzeyde “Organik Ürün Yetiştirme Bölgesi” olarak ele alınmalı, yasal prosedür, sertifikasyon,
pazarlama ve tanıtımı sağlanmalıdır.
l Bölgeyi
kapsayan ve biri vadi tabanında, diğeri Kaçkar dağlarının
orta bölgelerinde olmak üzere bölgeyi temsil edebilecek asgari iki farklı
lokasyon ve yükseklikte “Çoruh Havzası Genetik Kaynaklarını Koruma, Geliştirme ve Araştırma Merkezi” kurulmalıdır.
l Bölgede
kurutma, paketleme, işleme ve
pazarlama alanlarında hizmet verecek bir tesisin kurulması zor olmayacağı gibi, oldukça karlı bir girişim olacaktır.
|